|
ERDOĞAN KURTARILAN REHİNELERİ KABUL ETTİ
|
“1 AY TÜM PERSONELİMİZ İZİNLİ OLACAK”
Kurtarılan konsolosluk personelleri ve ailelerini Köşk’te ağırladığını ve onlara 1 aylık izin verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için gerçekten tarihi bir anı yaşadığımız ve 102 gün süren Musul Başkonsolosluğumuzdaki başkonsolos ve tüm görevliler ile ilgili sürecin gerçekten başbakanlığım döneminden itibaren sağ salim biz görevlilerimizi ülkemize döndürmenin gayreti içerisindeyiz. Hep bunu ifade etmiştim. Hamdolsun sağ salim 49 görevlimizin ülkemize dönmesi ailelerine kavuşması bizim ayrı bir mutluluk vesilemiz oldu. Bu sabah ben kendileriyle tüm aileleriyle Çankaya’da bir araya geldim. Kendileriyle konuşmamızda 1 ay izin kendilerine verme noktasındaki başbakana da bunu ileterek, dedi ki kendilerini bir ay izinli kılalım. 1 ay süre ile bu kardeşlerimiz ayrılığı gitmez ama giderilmiş olsun dedik. 1 ay tüm personelimiz izinli olacak” dedi.
ÖZGÜRLÜK YOLCULUĞUNA UYDU TAKİBİ
“BU, TARİHE DÜŞÜLECEK ÖNEMLİ BİR KAYITTIR”
Milli İstihbarat Teşkilatı’na teşekkür eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu süreçte bizimle olan bu haberleşme ağını çok başarılı bir şekilde sürdürdüler. Sadece adıyla müsemma olduğu burada milli bir istihbarat çalışması sürdürüldü. Herhangi bir yerden burada ikili üçlü böyle bir şey söz konusu değil. Tamamıyla kendi gayretleri ile bu işi sürdürdüler ve bu noktaya vardılar. Burada işin farklı gelişmeleri olabileceği için de her an yine Türk Silahlı Kuvvetlerimiz başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere sürekli bu olayın başından itibaren içinde oldular. Birlikte böyle bir operasyonu sürdürdük. 8. noktaya kadar devamlı bu takipler yapıldı. Bugün neredeler, yarın nerede olabilirler. Hep bunun araştırması, çalışması yapıldı. Bu tarihe düşülecek önemli bir kayıttır diye inanıyorum.”
‘YETMEZ AMA 1 AY İZİNLİSİNİZ’
“MADDİ PAZARLIK KATİYEN SÖZ KONUSU DEĞİL, DİPLOMATİK PAZARLIK SÖZ KONUSU”
Türk personellerin kurtarıldığı operasyon ile ilgili pazarlık yapıldı iddiaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu iddiaları ileri sürenler neye dayanarak bunu ileri sürüyorlar, bilemem. Pazarlıktan neyi kastediyorlar bunu da bilemem. Burada eğer maddi bir pazarlıktan bahsediyorlarsa böyle bir şey katiyen söz konusu değil. Ama siyasi noktada diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa tabi ki siyasi, diplomatik bir pazarlık kesinlikle söz konusu. Zaten bir diplomasi zaferidir bu. Bu siyasi bir pazarlığın neticesidir. Başkonsolosumuz Öztürk Bey, an be an bu konuda ayrı bir örnek teşkil etmiştir. Sürecin iyi yönetilmesinde onun da ciddi katkıları olmuştur. Çok açık net şunu söylüyorum. Olayın pazarlık boyutunu alışılmış bir maddi pazarlık diyorsanız böyle bir şey asla mümkün değildir. Olmamıştır. Şu an tabi elinde kalemi olan yazacak, ağzı olan konuşacak. Gölge düşürme gayreti içinde olanlar olabilir” diye konuştu.
“BU TAVRI ARTIK BELİRLEMEMİZ LAZIM”
Türkiye’nin koalisyon konusunda tavrının ne olacağı hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “NATO Zirvesi’ndeki görüşmelerde de ifade ettim. Bizim önümüzde böyle bir durum var. Biz bu çerçevede ancak insani yardım konusunda lojistik destek veririz. Bunun dışındaki işlerin içerisinde biz rol almayız dedik. Bundan sonraki süreçle ilgili mesele ayrı bir konu. Bu sabah başbakanımızla da görüştüm. Sizler çalışmalarınızı yapın dedim. Bizler de Birleşmiş Milletler’de zaten görüşmeler yapacağız. Döndükten sonra oturur değerlendiririz. Ne gibi bir tavır alacağız ki bu tavır, daha çok tabi Suriye’den Irak’tan şu anda ülkemize gelen komşu ülkelerdeki dost, kardeşlere karşı ortaya koymamız gereken bir tavırdır. Bu tavrı da artık belirlememiz lazım. Operasyon denilince akla sadece uçakların vurması, tank, top, silah bunun olması anlamına gelmez. İşin bir de siyasi diplomatik operasyon çeşidi vardır. Şu andaki uygulama bu ikinci söylediğimdir. Bu operasyon da başarıyla neticelenmiştir” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞMA TAMAMIYLA MİLLİDİR”
Türkiye’nin yabancı istihbarat birimlerinden destek alıp almadığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışma tamamıyla millidir. Tamamıyla istihbarat örgütümüzün çalışmasıyla bu iş olmuştur. Bölgede bazı teknik istihbarat bilgileri bölge ülkeleri arasında yapılmaktadır. Bunların içerisinde de zaman zaman insani istihbarat da olmaktadır. Ama bunlar istihbaratın geneliyle ilgili alakalı konudur. Bu operasyon tamamıyla bizim kendi istihbarat teşkilatımızın hünerini ortaya koyduğu, bölgede Türkiye’nin dikkate alınmasını gerektiren bir hareket olmuştur. Bölgede Türkiye’siz bir karar vermek aslında şu andaki gelinen neticenin de en önemli sebeplerinden birisidir” diye konuştu.
“TAMPON BÖLGE KONUSU ÖNEMLİ”
Tampon bölge konusu ile ilgili gelinen nokta sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim silahlı kuvvetlerimizin başta Amerika olmak üzere diğer silahlı kuvvetlerle bölgede bir çalışması var. Tampon bölge konusu önemli. Bu da Suriye tarafında bizim sınırımıza yönelik bir tampon bölge oluşturulması benim NATO Zirvesi’nde zaten işlediğim bir konuydu. İkili görüşmemizde Obama’ya bu konuyu aynı şekilde ifade etmiştim. Bu konuda müşterek ne gibi adımlar atabiliriz, buradaki sınırlarımız ne olabilir, hangi çerçevede bu adımlar atabiliriz bunları kendileriyle konuştuk” diye yanıt verdi.
“ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİNİ TEKRAR GÖDEN GEÇİRECEĞİZ”
Türkiye bundan sonra muhalif olarak koalisyona katkı vermeye sıcak mı bakıyor, sorusu için Erdoğan, “Koalisyon ve bu koalisyon güçleriyle bundan sonraki yol haritası bütün bunların geniş istişaresi aramızda yapılması gerekir. Geniş istişareden sonra da kararı ona göre alırız. Bunlar ayaküstü hemen bizim cevaplayacağımız konular değil. 1 milyon 300 bin insan artık ülkemize gelmiştir. Arkadaşlarımız hükümet olarak bu çalışmayı aralarında görüşecekler. Döndükten sonra biz kendileriyle ulusal güvenlik stratejisini tekrar gözden geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
“BENİM 49 TANE VATANDAŞIMIN KARŞILIĞI HİÇBİR ŞEYLE DEĞİŞİLMEZ”
Operasyonel anlamda rehinelerin kurtarılması ile ilgili 3 IŞİD militanı ile takas iddiaları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şey milli. Bütün bu operasyonun her türlü başlıkları tamamen Milli İstihbarat Teşkilatımızın maharetidir. Burada takas oldu mu olmadı gibi şeyler, herkes bir şey yazacak. Biz burada şuna bakacağız. Takas oldu ya da olmadı. Netice bizim 49 tane vatandaşımız Türkiye’ye geldi. Bizim bu 49 vatandaşımızı hiçbir şeyle değiştirmemiz mümkün değil. Bunun üzerinde durmamız lazım. Velev ki böyle bir takas dahi olmuş olsa ben şuna bakarım bir cumhurbaşkanı olarak. Benim 49 tane vatandaşımın karşılığı hiçbir şeyle değişilmez. Onlar artık ülkeme geldi. Bundan sonraki süreç bizler için çok daha farklı olacaktır. Karar alma mekanizmalarımız çok daha rahat karar verecektir” dedi.
No comments:
Post a Comment